2 Eylül 2016 Cuma

Nemrut Bir İnsanı Kendi Tarafımıza Nasıl Çekeriz?

Bu yazımda,  kendi deneyimlerimden edindiğim ister iş dünyası olsun ister sosyal hayatımızla ilgili insan ilişkilerindeki püf noktasından bahsetmek istiyorum.

Bir çok insan biliyorum ki çalıştığı işyerinde mutlu değil. Bunun bir çok nedenleri olabildiği halde en önemli faktörlerden biri patron veya amir - işçi ilişkileridir. Genelde amir veya patronlar iş yönetimi açısından, sert bir yapıda gözükmek ihtiyacı duyduklarından gerektiğinden daha kırıcı olabiliyorlar.

İş dünyasına ilk adım attığım günü dün gibi hatırlıyorum.
Amerika, California eyaletinde üniversite öğrenimi görürken akşamları bir fast food  pizza restoranında çalışıyordum. Başımızdaki yöneticiden herkes yaka silkiyordu. Adamın herkese yaklaşımı asabi ve hakaret ediciydi. İlk olarak zihnimde onun bana karşı olan yaklaşımını planladım. Onu, karşımda küçücük bir imge haline indirgedim. Bilinçaltıma o insanın bana hiç bir etkide bulunamayacağı bilgisini verdim. Ben kendisine olan saygımı ve davranışına takılıp ona karşı tepkimi kontrol ettiğim sürece kendisinin de bana karşı olan tavrı değişmeye başladı. O da bana saygı göstermek zorunda olduğunu hissetmeye başladıktan sonra artık aramızda bir köprü oluştu. İşte bu köprü oluştuğu an, o nemrut insan sizi sığınacak bir liman olarak görmeye başlar. Çünkü verdiği etkiye alacağı tepkiyi o kadar iyi öğrenmiş ki farklı bir tepki aldığında ne yapacağını bilemediğinden sizin tepkinizin yansımasını yapmak zorunda kalır.


Bir diğer tecrübem de , askerliğim sırasında oluştu.
Bölüğe ilk geldiğim günü hatırlıyorum da, arkadaşlar başımızdaki komutandan neler çektiklerini anlatmaya başladılar. Komutanla ilk karşılaşmamızda göz göze geldik ve bana " Asker şapkanı düzelt." diyerek, üzerimde ilk kurmak istediği baskının temelini atmaya çalıştı. Ben de " Emredersiniz komutanım." diyerek karşılık verdim. Hemen akabinde boş bir anında yanına giderek " komutanım sizin ne kadar insancıl ve kıymetli bir komutan olduğunuzu duydum ve burada olmaktan çok mutluyum. " dedim ve gözleri bir anda büyüdü ve yüzündeki sert imajı hemen yumuşatmak zorunda kaldı.

Zihnimde onun ilk doğduğu anı canlandırdım ve aslında ne masum ve korunmasız birer insan olarak doğduğumuzu, tüm karakterimizi etraftan görerek rol model olarak aldığımız insanlarla şekillendirdiğimizin  farkındalığında hareket ettiğimizde, aslına dönemeyecek insan yoktur.
Herkes ruhunun üzerine zihninin yarattığı kişilik kıyafetini geçirir. Karşı taraf bu illüzyoni görüntüye kapılarak tepki verdiğinde bu kişilik bürünmesine kendisi de inanmaya başlar ve öyle görünmek onun bir zorunluluğu haline gelir.
İşte bu kısır döngüyü kırma yöntemini istediğiniz  kişiye istediğiniz konumda uygulayın.
Göreceksiniz ki zihninizde yarattığınız kişiliğin yansımasını bire bir göreceksiniz...


Ayrıca, yüz yüze veya  internet Skype üzerinden bire bir seans çalışmamız vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SU RİTÜELİ! I Tuncay YEŞİLPINAR