4 Aralık 2016 Pazar

Heyecanlı Bir Yapıya Sahipseniz Bu Yazıyı Sakın okumayın Derim!!!

Birçok insan ayakları yerden kesildiği an kendini güvende hissetmez. Saatte ortalama hızı 900 km'cik olan uçağa binerken yaşamını uçağı kullanan tanımadığı ve hatta hiç bilmediği bir pilota emanet eder ve bu durum haliyle onda tedirginlik yaratır. Eğer uçağı kendi kullanmış olsaydı bu tedirginliği bir nebze de olsa ortadan kalkmış olurdu değil mi?

Peki hiç düşündünüz mü ki üzerinde yolculuk ettiğiniz dünyanın PİLOTU kim?






Nasıl olur da üzerinde olduğunuz dünyadan bu kadar emin olup kendinizi bu kadar rahat hissediyorsunuz ve makro bakış açısından zerre kadar bile ölçüye sahip olmayan kendi dertlerinize düşmüşsünüz?

İçinde bulunduğunuz sorunları bir de bu açıdan değerlendirmenizi tavsiye ederim.

Şimdi, size üzerinde bulunduğunuz dünya olarak bilinen uçan cismin özelliklerinden bahsedeyim!

Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı saatte 1673 km  Yani her birimiz saniyede 465 metre hızla dönüyoruz.

Aman Allah'ım, ben bugün evimde oturmuş dinleneyim derken saniyede bu kadar hızla mı dönüyorum?
Maalesef evet!

Bu hız algımızı biraz daha açalım isterseniz.
Üzerinde olduğumuz yeryüzünün dönüş hızı ses hızından aşağı yukarı 1.5 kat daha fazla ve bir savaş uçağının hızına yakın.

Nasıl yani, ben kendimi dinleniyor sanırken aslında sesten daha hızlı mı yolculuk ediyorum?
Kusura bakmayın ama cevap yine aynı, evet!

Daha bitmedi! 
Roller Coaster koltuğunuza iyice tutunun.

Asıl heyecan şimdi başlıyor...

Dünyanız, güneş etrafında daireye yakın bir yörüngede saatte 108.000 km hızla dönüyor.

Güneş sisteminiz, Samanyolu Galaksisi içinde merkez etrafında saatte 792.000 km hızla dönüyor.

Samanyolu Galaksisi Aslan burcundaki takım yıldızlara doğru saatte 2.160.000 km hızla ilerliyor.

Bu kadar süratle giden bir yolculuk içindesiniz ve kendinizden o kadar eminsiniz ki inanılmaz bir güven sergiliyorsunuz.

Diyelim ki, sizi pilotunun kim olduğunu bilmediğiniz bir uçan cisme bindireyim.
Bu cismin saniyedeki hızı ışık hızını geçse, kendinizi her nerede iseniz şu anki kadar emniyette hisseder miydiniz?
Bu cismin içinde birbirinizi yer durur muydunuz?
Kendi kilonuzu veya başka bir sorunu kendinize dert eder miydiniz?

Şimdi durun ve bir düşünün Allah aşkına!


Peki, pilotunu dahi bilmediğiniz bu kadar hızlı bir  yolculuk içinde olup da nasıl bu kadar rahat ve emin olma duygusu içindesiniz?
Tüm bu pilotsuz yolculuğun içinde nasıl oluyor da gece uykuya huzur ve güven duygusu içinde dalıyorsunuz?

BEN HEMEN CEVABINI VEREYİM!

ÇÜNKÜ, İSTER İNANIN İSTER İNANMAYIN HER BİRİNİZ HÜCRESEL YAPINIZDA PİLOTUN KİM OLDUĞUNU BİLİYORSUNUZ.

Peki, o halde neden hala geleceğinizden bu kadar endişelisiniz?
Nasıl bir paradoks içindesiniz?
Peki, artık yaşamınızın nasıl bir güvencede olduğunu algıladığınız da, bu zamana kadar sahip olduğunuz düşünceleriniz hala aynı mı kalacak???
Yoksa hala bir türlü kopamadığınız illüzyona takılı kalmayı mı seçiyorsunuz?
Kendinizi bu oyuna çok kaptırmayın!

1 yorum:

  1. Evet haklısınız,şu yazdıklarını bir kabül edebilsek,kabuslar bitecek ama.

    YanıtlaSil

BU TÜM ZAMANLARIN SIRRI ARTIK SANA SIR DEĞİL!!!

İncecik bir çizgi düşünün! Uzaktan bakıldığında sadece düz ince bir çizgi olarak gözükse de o küçüklükte ki bir varlık için sağa sola gidile...