6 Ocak 2017 Cuma

Son Derece Etkili Bir Tezahür Tekniği

Bu yöntem tamamen bana ait olup, tam anlamıyla yapıldığında şaşırtıcı sonuçlar alacağınızdan hiç şüphem yok. En azından ben şahsen mükemmel sonuçlar aldığımı söyleyebilirim.

Şimdi elinize bir kitap veya dergi alın ve okumaya başlayın.
Okurken gözlerinizle mi, dudaklarınızı oynatarak mı ya da mırıldanarak mı okuyorsunuz?

Bu okuma eylemini tamamen zihninizden yapabilir misiniz?

Kendinizi iyice gözlemleyin.



Diyelim ki, dua ediyorsunuz ve mırıldandığınızı farkettiniz. Bu defa zihninizden dua etmeye başlayın. Bunu sanki karşınızda bir beyaz  perde üzerinde geçen yazıları okuyormuş gibi yapmaya çalışın.

Eğer insanların çoğunluğu gibi sol beyin kullanımına odaklı biriyseniz biraz zorlanabilirsiniz.
Başınızda bir ağrı hissi oluşabilir. Çünkü siz fiziksel düzeyde varoluş algısına programlandınız.

Okurken dudakları oynatarak mırıldanmak, içinde bulunduğumuz titreşimsel frekansın bir doğasıdır. Çünkü, o düzeyde sahip olduğumuz duyu organlarımızı aktive ediyoruz. Oysa, sizden yapmanızı istediğim eylem titreşimsel enerji düzeyinde olacak.

Başka bir ifade kullanmam gerekirse, sadece görsel aktivasyon ile algılamak içinde olduğumuz titreşim frekans rezonansının salınım noktasına dokunmaktır. Bu noktadan sonra frekans değişimi başlar.

Dolayısıyla, algılarımızı genişletmek için bu okuma ile ilgili olan algı alıştırmalarını daha sık uygulamalıyız.

Buna bir başka örnek, kendinizi karşıdakinin ağzından seslendirmek veya tam tersi olabilir.
Bunu biraz daha açmak gerekirse, bir diğer kişiyi konuşurken imgeleyin. Ancak sesini zihninizden bir başka kişinin sesine çevirin. Bu defa bilinç dışı olarak sesinden dolayı nitelik yüklediğiniz kişinin sizde ki değişen algısına tanık olursunuz. Bizler kişinin duruş, ses ve hareket tarzına uyan nitelikleri vermeye şartlanmışızdır. Bu inanç kalıbına uyan kişi ve ülkeler de bu inanç sistemimiz doğrultusunda şekillenmeye başlar. Yani bilinçsizce karşımıza çıkan olay ve kişileri şekillendiririz. Oysaki, bu şartlanmayı sadece kişilerle sınırlı tutmayız. Yer ve hatta ülkeler içinde bu anlam yükleme yanılsamasını yaşarız. Korku, endişe, kaygı ve hissettiğimiz tüm düşük ya da yüksek frekansa sahip duygular bizim kişi ve eşyalara anlam yüklememize neden olur. Çünkü, düşünsel ve hissel enerji çıkışıyla eterik tabakaya etki eder ve orada ilk frekans uyumunu başlatırız. Bu uyum görsel, işitsel, kinestetik, kokusal ve tatsal olarak karşımızda tezahür etmeye başlar.

Eğer bu Fiziksel frekans uyumu ile eterik frekans uyumunu tam kalbimizin elektromanyetik alanına taşıyabilmeyi öğrendiğimizde, oluşmaya başlayan frekans uyumu sonucu tüm istek ve niyetlerimiz şekil, form ve nitelik kazanmaya başlar.
İşte, tezahürün başladığı nokta bu üç frekans birleşiminin oluşturduğu yeni titreşim frekans aralığıdır...


1 yorum:

  1. Merhabalar Tuncay bey yazının için teşekkürler..Anlayamadım ben neticede nasıl yapıcağız.Mesela ben okurken gözlerimle okuyorum ama sanki içimden kendi sesimi de duyuyorum.

    YanıtlaSil