Zaman sadece bir yanılsamadan ibaret olup güneşin doğuşu ve batışıyla sınırlı değildir.
Zaman algısı, ışığın gözlemlendiği an ile maddeye dönüşmesi sırasında bilinçli zihnimizin devreye soktuğu sigorta mekanizmasıdır.
Beta dalga boyunda seyreden bilinçli zihnimizin endişe ve kaygılarla dolu yaşam senaryosuna eklediği harika bir kontrol düğmesidir.
Çünkü çoğumuz, henüz an içinde yaratım için hazır değiliz.
Bu teknikleri güçlü bir arzuyla öğrenmek isteyenlerimiz zaten hazır olduklarını bilecek ve alacaktır.
Zihnen hazır olduğumuzu hissettiğimizde bu uyumu bedene ve ruhumuza da taşımak zorundayız.
Her madde temel taşının atom olduğunu biliyoruz.
Ancak bugüne kadar atomu oluşturan elektron ve protonların yanı sıra atomaltı parçacıkların da yani kuarkların da varlığını öğrendik.
Bir parçacık ile karşıt parçacık bir uyum içinde birleştiğinde enerjiden ibaret fotonu oluşturur.
Düşünce ve duyguların uyumlu birlikteliğinden oluşan bir enerji kütlesini düşünelim.
Bu uyumu tam anlamıyla gözlemlediğimizde, kütle-enerji eş değerliğine uygun olarak bu enerji yumağını, aynı yeterli enerjiye sahip fotonların elektron ve pozitron denen katı parçacıkları oluşturması gibi, bilincimizle de bu fotonu kütleye dönüştürebiliriz.
Bu olay anında yaratım olayıdır.
İnsan bilinci en büyük devrimini yaşamak üzere.
Bu Anında Yaratımın çok itinalı yapılması gereken noktaları vardır.
Zamanında dünya yüzünde bu teknikleri kullanan üstatlar topluluğu olmuştur.
Fakat o zaman frekansına ve o zaman bilincine uygun şartlarda gerçekleştirmişlerdir.
Ancak şu an içinde bulunduğumuz yeryüzü frekansında bu teknikler işe yaramamaktadır.
Bu yüzden bu tekniklerde bazı frekans değişikliğine gidilmiştir.
Uygulamalı öğrettiğim bu tekniklerin yanı sıra açıklamalı teknikler setime de bu tekniği dahil etmiş bulunmaktayım.
Bu öğretiyi ancak hazır olduklarını bilenler alacaktır.
Çünkü bu teknik çok güçlü ve etkili bir meditasyon tekniği olduğundan, en küçük bir endişe, kaygı ve şüphe dahi olsa yaratımı durdurmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder